Kategori arşivi: Analiz

Güncel konular hakkında kişisel görüşleri yalın ve sakin bir dil ile anlatılmaya çalışılan özgür bir kişisel alan

Google Ads Kalite Puanı ve Reklam Sıralaması için SEO Stratejileri

Google ADS kalite puanı reklam performansınızla alakalı bir konudur. Reklamın performansını ölçerken kalite puanına ve reklam sıralamasına dikkat edilir.

Google Ads’de reklamınızın nasıl bir performans sergilediği kalite puanı ve reklam sıralamasıyla ölçülen değerler sonucunda belirlenmektedir.

Kalite Puanı; beklenen tıklanma oranı, açılış sayfası deneyimi ve reklam alakalığı gibi faktörler içerisinde değerlendirilmektedir. Değerlendirilme yapıldıktan sonra ise 1 ila 10 arasında bir puanla reklamınız puanlanmaktadır. Yüksek kalite puanı kazanmamız bize daha düşük maliyet ve daha yüksek geri dönüş (reklam pozisyonları) anlamına gelmektedir.

Reklam sıralaması faktörü ise reklamınızın hangi sırada gösterileceğini belirlemektedir. Sıralama doğrudan kalite puanı, teklif miktarı ve reklamın uzantısı faktörlerinden etkilenmektedir.

Google Ads’de başarılı olmak reklam performansını sürekli olarak optimize etmeyi gerektirir. Sürekli olarak deneme yanılma yoluyla reklam değişimleri ve ayarlamalar yapmanız uzmanlar tarafından önerilmektedir. Çünkü Google Ads doğru uygulandığı zaman çok önemli bir çevrimiçi pazarlama aracıdır.

Google ADS Kalite Puanı Nedir?

Google Ads kalite puanı nedir? Kalite puanı, Ads tarafından belirlenen değerdir ve reklamın kalitesini ölçmeye yarayan bir metriktir.

Kalite puanı; anahtar kelimenin, reklamın ve reklam kampanyalarının performansını değerlendirmek için kullanılmaktadır. Bağlı olduğu bileşenler ise şu şekilde verilmiştir:

  1. Beklenen Tıklanma Oranı: Google tarafından reklamınıza ne derece tıklama yapılacağı tahmin edilir.
  2. Açılış Sayfası Deneyimi: Reklamına tıklayan kullanıcının reklam sayfası açıldığı zaman sayfa içerisinde nasıl bir deneyim yaşayacağı.
  3. Reklam Alakası: Reklamın kullanıcının arama sorgusuyla olan uyumu.

Yer alan faktörler birlikte değerlendirildikten sonra kalite puanı 1 ila 10 arasında bir değer almaktadır. Yüksek kalite skoru ise reklamcıya daha düşük maliyet sunmaktadır. Tabi reklam pozisyonlarında da daha üst sıralarda çıkma şansınız olmaktadır.

Google ADS Sıralama Faktörleri Nelerdir?

Google Reklamcılık içerisinde sıralamada yer edinmek için en çok dikkat etmemiz gereken konu şüphesiz ki kalite puanıdır. Fakat Google Ads tarafından sıralama faktörlerinde başka dikkat edilmesi gereken faktörler de mevcuttur.

  • Kalite Puanı: Yukarıda yer alan başlıkta belirttiğimiz şekilde reklamın kalitesi ve alakalı olmasına nazaran kazandığınız puandır.
  • Reklam Teklifi: Reklam için ne kadar para teklifi yaptığınız, hangi sırada yer alacağınızı büyük ölçüde etkilemektedir.
  • Reklam Uzantısı: Reklam uzantısı ve planlanan diğer formatlar; reklamın genel etkinliğini ve reklamın tıklanma olasılığını artıran değerler arasında gelmektedir.

Bahsettiğimiz faktörler değerlendirildikten sonra reklamınız belirli bir sıralamada yayınlanır. Daha yüksek sıralamalarda olmanız, reklamlarınızın arama sonuçlarında diğer reklamlara nazaran daha önce görünmesini sağlamaktadır. Yani tıklanma olasılığınız artacaktır.

Google ADS Kalite Puanı Önemi Nedir?

Google Ads kalite puanı sıralamayı etkilediği için büyük rol oynadığını zaten söylemiştik. Kalite puanının direkt olarak önemine göz atmak için yüksek bir kalite puanının bize neler kazandıracağına göz atalım:

  1. Yüksek kalite puanı sayesinde reklam harcamalarımızın tıklama başına maliyeti (CPC) değeri azalmaktadır. Daha düşük maliyet ile daha yüksek tıklamalar alacağımızdan ötürü çok önemlidir.
  2. Daha yüksek görünürlük kazanırız. Yüksek kalite puanına sahip olmamız reklamlarımızın daha iyi ve daha çok görüntülenmesini sağlamaktadır.

Reklam Sıralaması Nasıl Artırılır?

Reklam sıralamasında daha iyi bir konum almak istiyorsanız belirli Google Ads stratejilerini uygulayabilirsiniz.

Sıralamada daha iyi bir konum almak istiyorsanız stratejilere göz atabilirsiniz:

  1. Kaliteli Açılış Sayfası: Reklama tıklayan kullanıcıların ihtiyaçlarını karşılayan bir açılış sayfasına sahip olmalısınız! Yani kullanıcı deneyiminin ön planda tutulduğu bir açılış sayfasına ihtiyacınız var.
  2. Reklam Metni Optimizasyonu: Reklam metinlerini düzenli olarak test etmeniz uzmanlar tarafından önerilmektedir. Düzenli olarak optimize edilmesi ve tıklama oranını artırmak için çekici metinler kullanmak çok önemlidir.
  3. Anahtar Kelime Uyumu: Anahtar kelimeniz, reklam metinleriniz ve açılış sayfanız birbiriyle alakalı anahtar kelimeler içermelidir. Kullanıcıların arama niyetine uygun reklam oluşturduğunuz bahsettiğimiz üç sayfanın alakalığı ile sağlanmaktadır.
  4. Teklif Stratejisi: Reklamların tıklanma başına maliyetini optimize etmek için etkili teklifler vermelisiniz.
  5. Reklam Uzantısı: Adres ve telefon numarası içeren reklam uzantılarının reklam tıklanma olasılığını arttırdığı görülmektedir!

Aslında burada yaptığınız her işlem doğrudan “Kalite Puanı” artırmanıza ve sıralamanızı iyileştirmenize yardımcı olacaktır. Fakat reklam performansını düzenli olarak takip etmeniz önerilmektedir. Gerekli ayarlamaları diğer reklamlardan da faydalanarak ayarlamanız önerilmektedir. Google Ads sürekli değişime uğrayan ve bitmek bilmeyen bir öğrenme sürecini beraberinde getiren kapsamlı bir sitedir. En iyi sonuçlar da her zaman deneme yanılma yoluyla elde edilir.

COVID-19 Salgını 2021 Küresel İhtiyaçları Nasıl Şekillendirdi?

Bir pandemi neredeyse bütün küresel dengeleri bir çırpıda nasılda değiştirdi, İnsanlar evlerinde karantinada kalmak zorunda kaldı ve bu süre içerisinde işlerinde yürümesi gerekiyordu, gördük ki bizim ülkemizde uzaktan çalışma modeline iyiden iyiye geçmişti.

Türkiye’de hızlandırılmış bir şekilde dijitalleşme adımları atıldı. Kurumsal ağlarda hiçbir çalışma yapılmadan direk olarak bilgi işlem departmanlarına ağır yükler bindirildi ve uzaktan çalışmaya ivedi şekilde geçilmesi istendi. Bu durum özellikle mart ve haziran ayları arasında oldu.

covid-19 görsel, maske takan bir sağlık çalışanı
Photo by SJ Objio on Unsplash

Şu anda mevcut ekonomik düzen salgın sebebiyle gerilemeye devam ediyor, en çokta perakende iş yapanlar, restoranlar, oteller ve seyahat etkilendi sonuçta bu sektörlerde iş görenlerin uzaktan çalışma gibi bir imkanları yok pandemi herkesi eşit oranda etkilemedi.

Her yıl büyük küçük firmalar ve kurumsal şirketler, ağ ve güvenlik donanımı ile birlikte yazılımlar satın alıyor ve neredeyse 60 Milyar dolara yakın para harcıyorlar. Bu paranın en büyük kısmı 25 milyar dolar ile Switch ve Router harcamalarına 15 milyar dolar gibi bir kısmı da ağ güvenliğine gidiyor. Geri kalan tutar ise kablolama ve ek giderler olarak ayrılıyor.

Bize interneti ulaştıran donanım üreticileri kullanım sıralamasına göre aşağıdaki gibi sıralayabiliriz;

  • Cisco
  • HPE/Aruba
  • Extreme NEtwork
  • Juniper
  • Arista
  • Huawei

Bu yukarıda saydığımız donanım sağlayıcıları yılda 80 Milyar dolardan fazla para harcayarak ekipmanlarını ve yazılımlarını güçlendirmek için çalışmalarda bulunuyor.

COVID-19 Sağlayıcılarda Oluşturduğu Değişiklikler

Mevcut alt yapılarının bütün dünyanın karantinaya geçtiği günlerde yetecek kadar olmadığını gördük yani 5 milyar adam aynı anda bağlantı sağlayamıyor, Özellikle streaming trafiğini karantina dönemlerinde yarı yarıya kısmak durumunda kaldılar. Çünkü kürsel ağ sanıldığının aksine bütün bu işlemleri kaldıracak durumda değildi. Türkiyeyi bilmem çünkü ülkemizdeki hiç bir kurum şeffaf değil ve açıklamalarda bulunmuyorlar bence kendileri de bilmiyor neler olduğunu.

Ancak eski ve yeni özel bulut uygulamalarına sahip büyük kuruluşlar kartlarını açmaya başladı yatırımlarını büyük ölçüde uzaktan çalışma modellerine dayandırdı. Azure ve Amazon mikro hizmet mimarilerine geçişi hızlandırmak isteyen firmalara bu noktada desteklerini hız kesmeden sunuyor.

netflix temsili görsel, netflix küresel ağ trafiğini kıstı
Photo by CardMapr on Unsplash

COVID-19 dünyada veri merkezi ağ harcamalarını %40 oranında arttırdı bu durum özellikle streaming tarafını oldukça etkiledi çünkü dünyadaki internet trafiğinin %90 kadarını yayıncılar oluşturuyor. Bunların en başında ise Netflix ve Youtube geliyor hemen ardından ise Twitch. Belki fark etmişsinizdir COVID-19 sebebiyle veri merkezlerinde trafik kullanım ücretleri de hatırı sayılır bir şekilde arttı. Son kullanıcıya yani bize etkisi büyük oldu.

Eğitim ve Kampus Ağları

Karantina günlerinde ofislerde çalışma oranları %14’ün altına indi, eğitim kurumları kapatıldı ve tamamen uzaktan eğitim modellerine geçildi, Zoom kullanılmaya başlandı. Pandemi’nin etkisi büyük olasılıkla eğitim amaçlı kullanılan ağ harcamalarını arttıracak. Bununla birlikte beyaz yakalı iş gücünün hatırı sayılır bir kısmı evden çalışmaya devam edecek kampüs ağlarındaki trafik ihtiyacı da azalacak, ülkemizde özellikle teknokentler de kullanılan ağ trafiği karantina günlerinde iyiden iyiye azaldı.

Eğitim kurumlarının uzaktan eğitim modellerine geçmesi ile birlikte özellikle ülkemizde internet alt yapılarının ne kadar kırılgan olduğunu gördük, Bu amaçla geliştirilen EBA gibi pek çok uygulamanın yüksek trafik altında çalışamaz duruma geldiğini gördük. Hal bu ki öğrenci ve öğretmen sayıları belliyken alt yapı ve yazılım için yapılabilecekler daha öncesinden belirlenebilirdi ancak olmadı.

İşler daha mobil hale geldikçe şirketlerin ve devletin artık kablolu ve kablosuz ağları kurmanın gereksiz olmadığını acı bir şekilde anlayacak ve yatırımlarını yapmaya başlayacak. Yazılımları geliştirirken daha fazla kullanıcı kaldırması için çalışmalar yapılacak ve adımlar atılacak analistler durumu iyileştirmeyi seçecek.

hükümet temsili görsel, goverment görseli
Photo by David Boca on Unsplash

Kurumlar ise bina içerisine yerleştirdikleri yüksek kapasiteli ağ cihazlarının önemsiz olduğunu anlayacak ve yatırımlarını buna göre şekillendirmeye geçecek. Bütün dünyadaki araştırmacıların üstüne basa basa söylediği mobilite önemini arttırmaya devam ediyor olacak umarım ülkemizde de gerekli adımlar atılır.

5G Harcamaları

Geniş bant hizmetlerine olan talep geçtiğimiz yıla göre %25 arttı, mobil hizmet sağlayıcıları ve radyo link erişim sağlayıcıları 4G‘den hızlı bir şekilde 5G‘ye geçişi arttırdı ülkemizde ise henüz bu yönde atılmış bir adım yok.

openran görseli, açık kaynak 4g ve 5g kuleleri, radyo link

Dünyada bir çok telekom firması daha düşük maliyetlerle daha fazla bant genişliği sağlayan teknolojilere geçmeyi düşünüyor, bu sebeple OpenRAN’a ilgi oldukça artmışa benziyor, özellikle Almanya OpenRAN kullanmaya maliyetler sebebiyle pek bir sıcak bakıyor.

Evden çalışma(Home Sweet Home)

Evden çalışma modeline geçildiği pandemi zamanlarında görüldü ki ev ağları olmazsa bilgi teknolojileri ilerlemiyor. Yani aslında evlerde bilgi teknolojilerinin bir parçası haline geldi evden çalışanların oranı 2019 ve öncesinde %10 olmasına rağmen bu oran pandemi ile birlikte artış göstererek %40 seviyelerine kadar çıktı, esnek çalışma saati ile çalışanları dahil ettiğimizde bu oran %64 lere kadar yükselmekte.

Tabii zamanla, evden çalışırken kurumsal ağlarında güvenliğini sağlamak önemli VPN kullanımları da evden çalışma oranları ile birlikte arttı. Üstelik her şeyin buluta taşınması ve kurumsal ağların uzaktan yönetilebilir olması da VPN gibi hizmetler ile birlikte siber güvenlik uygulamalarına olan ilgiyi de iyiden iyiye arttırdı.


  1. https://todaykansas.com/press/artificial-intelligence-in-security-market-revenue-exceed-50-billion-by-2027-meticulous-research/19141
  2. https://www.revenue.ie/en/corporate/communications/covid19/temporary-covid-19-wage-subsidy-scheme.aspx
  3. https://www.cisco.com/c/en/us/td/docs/solutions/CVD/Campus/cisco-campus-lan-wlan-design-guide.html
  4. https://searchdatacenter.techtarget.com/feature/COVID-19-puts-IT-infrastructure-spending-in-flux
  5. https://www.statista.com/statistics/203935/overall-it-spending-worldwide/
  6. https://telecominfraproject.com/openran/
  7. https://www.smallbizgenius.net/by-the-numbers/remote-work-statistics/
  8. https://review42.com/remote-work-statistics/
  9. https://buffer.com/state-of-remote-work-2019

TLS 1.3’e Genel Bakış – Daha Hızlı ve Daha Güvenli

Son şifreleme protokolü güncellemesi yapılalı sekiz yıl geçti, ancak yeni TLS 1.3 protokol standardı 21 Mart 2018 itibariyle son haline getirildiği duyurulmuştu. Şimdi TLS 1.3’ün çok fazla güvenlik içermesi ve performans iyileştirmeleri yapıldığını biliyoruz.

2015’in sonlarında yapılan HTTP/2 protokol güncellemesi ve 2018’de TLS 1.3 ile şifrelenmiş bağlantılar artık her zamankinden daha güvenli ve daha hızlı bir hale geldi.

TLS 1.3 ile gelen değişiklikler ve bir site sahibi olarak yapılan bu yeniliği size biraz bahsetmek istiyorum.

TLS nedir?

TLS direk olarak Transport Layer Security‘nin kısaltmasıdır ve SSL’nin (Secure Sockets Layer) yerine geçecek olan bir varisdir.

Ancak, her iki terim de genellikle ortamlarda yalnızca SSL olarak anılıyorlar. TLS, web tarayıcıları ve sunucular arasında güvenli iletişim sağlar. Bağlantının kendisi güvenlidir, çünkü iletilen verileri şifrelemek için simetrik kriptografi(symmetric cryptography) kullanılır. Buraya kadar herşey normal bir şekilde işler.

guzel-bir-ssl-gorseli-tls-falan

Anahtarlar her bağlantı için benzersiz olarak oluşturulur ve TLS el sıkışma(handshake) olarak da bilinen oturumun başında anahtar değiştirme gerçekleşir. HTTPS, SMTP, POP3, FTP gibi birçok IP tabanlı protokol, verileri şifrelemek için TLS’yi destekler.(Bir zahmet desteklesin…)

Bu noktada web tarayıcıları, dijital olarak imzalanmış bir sertifika yetkilisine ait olduğunu anlamak için sertifika kullanır. Teknik olarak bu, TLS sertifikaları olarak da bilinir, ancak çoğu SSL sağlayıcısı, genellikle daha iyi bilindiği için “SSL sertifikaları” terimini sıkça kullanır.

SSL/TLS sertifikaları, pek çok kişinin tarayıcılarının adres çubuğunda gördükleri HTTPS olarak bilinen şeydir. Adından sıkça bahsederiz çünkü günümüzde güvenlik denilince aklımıza gelenlerin başındadır.

https-kullaninca-hacker-ne-gorur

TLS 1.3 vs TLS 1.2

Internet Engineering Task Force (IETF), çeşitli iterasyonlardan geçen TLS protokolünü tanımlamakla görevli olan gruptur.(Bilmeyeniniz yoktur diye düşünüyorum.)
TLS’nin önceki versiyonu olan TLS 1.2, RFC 5246‘da tanımlanmıştı ve tüm web tarayıcılarının çoğunluğu tarafından son sekiz yıldır kullanılmaktadır ve kullanılmaya devam edilmektedir.

21 Mart 2018 itibariyle TLS 1.3, 28 adet taslaktan başarılı bir şekilde geçti.

Özellikle Cloudflare gibi şirketler zaten TLS 1.3’ü müşterilerine sunuyor.(2 yıl kadardır) Bunun dışında kalanlar ise yavaş bir şekilde sistemlerini TLS 1.3 için güncellemeye başladılar bile. Bu aşamada CloudFlare kullananlar biraz daha şanslıydılar.

Konu hakkında CloudFlare firmasından Filippo Valsorda’yı Londra’daki konuşmasından dinleyebilir ve genel başlıklara göz atabilirsiniz.

TLS 1.3 – CloudFlare London Tech Talk from Filippo Valsorda on Vimeo.

35 Dakikalık bu konuşmada ise özellikle üzerinde durulan noktalar;

  • TLS 1.2’ye oranla TLS 1.3 Protokolünün 0RTT özelliğinden dolayı daha hızlı olması
  • TLS 1.2’de bulunan ve artık geçerliliği olmayan tüm şifreleme algoritmalarının protokolden çıkartılması ve bir takım güvenlik zafiyetlerinin bu noktada kapatılmış olması
  • ServerHello’nun şifrelenmesinden sonra tüm mesajlarında şifrelenmesi
  • El sıkışma durum makinesi daha tutarlı ve gereksiz mesajları kaldırmak için yeniden yapılandırılmıştır.
  • Özel DHE grupları ve DSA kaldırıldı, RSA artık PSS kullanıyor.
  • TLS’nin önceki sürümlerinin PSK tabanlı şifreleme birimleri yeni bir PSK değişimi ile değiştirilmış.
baban-dami-tls-1.3-kullanirdi-bee-cloudflare

Web performansı söz konusu olduğunda TLS ve şifreli bağlantılar her zaman web sitelerine hafif bir ek yük ekledi. HTTP/2 bu soruna yardımcı oldu, ancak TLS 1.3, TLS false start ve Zero Round Trip Time (0-RTT) gibi özelliklerle şifrelenmiş bağlantıları daha da hızlandırmaya yardımcı oluyor.

Yukarıdaki referansları takip edip detaya inmek istemeyebilirsiniz. Bu yüzden kısaca özet geçmemiz gerekirse TLS 1.2, TLS el sıkışmalarını tamamlamak için iki gidiş ve iki geri dönüş yapılması gerekiyordu. TLS 1.3 de bu durum değiştirilerek, sadece bir gidiş-dönüş yapılacak hale getirildi, bu da şifreleme gecikmesini yarıya indirmiş oldu.

Bir başka avantajından bahsetmemiz gerekirse, TLS 1.3 aslında hisli bir protokol bir anlamdada sizi hatırlıyor.

Daha önce ziyaret ettiğiniz sitelerde, ilk mesaja sunucunun hemen veriyi gönderdiğini fark edeceksiniz. Buna “Zero Round Trip Time (0-RTT)” denir.

TLS 1.3 ile Geliştirilmiş Güvenlik

TLS 1.2 ile ilgili en büyük sorun, genellikle düzgün yapılandırılmadığı için web sitelerini saldırılara karşı savunmasız bırakıyor olmasıdır.

TLS 1.3 aşağıdakilerde dahil olmak üzere TLS 1.2’den eski ve güvenli olmayan tüm şifreleme algoritmalarını kaldırır:

  • SHA-1
  • RC4
  • DES
  • 3DES
  • AES-CBC
  • MD5
  • Arbitrary Diffie-Hellman groups
  • RSA EXPORT Strength (LogJam ve FREAK)

Peki tüm bunlar olurken hangi tarayıcılar TLS 1.3 protokolünü destekliyor;

destekleyen-tls13-tarayici

Firefox 58 ve üstü, Chrome 63 ve üstü bu yeni protokolü desteklemektedir. Diğer tarayıcılar ise önümüzdeki zamanlarda güncellemeler yaparak desteklemeye başlayacaklardır diye de düşünüyorum.

Diğer tarayıcıların ise neden TLS 1.3 protokolünü desteklemeye başlamadıklarını CloudFlare’nin yayınlamış olduğu Why TLS 1.3 isn’t in browsers yet adlı makalesinden okuyabilirsiniz.

2018 Yılı Yeni SEO Trendleri Nelerdir?

Bu yazımda webmasterların yakından uğraştığı bir konu olan “Arama motoru optimizasyonu” hakkında yeni trendlerden bahsedeceğim.

Değişim kaçınılmaz olduğu için buna ayak uydurmak zorundasınız. Özellikle bir web sitesi sahibiyseniz daha çok dikkat etmeli ve adımlarınızı ona göre atmalısınız. Tıpkı benim siteyi açtığım tarihten itibaren SSL kullanmam ve sonrasında googlenin SSL kullanın demesi gibi…

yeni-2018-seo-taktik

Önceden Neler Yapılıyordu

Yıllardır insanlar sitelerini en önde çıkartmak için türlü türlü yöntemler uyguluyor. Bunların başında belki de en eski taktik olan düzenli bir şekilde linkleme çalışmaları uygulanıyor.

Uygulanan çalışmalardan bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz;

  • Who.is backlink
  • Linkwheel
  • Tanıtım yazıları
  • Footer linkleme
  • Yazı içi oraya buraya ekleme
  • İçerik üretici ile saçma içerikler üretmek
  • Google kandırmak amacı ile oluşturulan sahte içerikler
  • Yüksek oranlı kullanılan anahtar kelimeler
  • Hacklink ile yükseltme taktikleri
  • ve aklıma gelmeden bir sürü şey

Peki yaptığınız bu çalışmalar ne kadar faydalı oldu, uzun süreli bir etki yarattı mı? Cevabınız eğer “evet kısa sürelide olsa bi iyileşme oldu” ise aslında bu zamana kadar yaptığınız çalışmalar işe yaramamış oluyor.

Sıralamada Kalıcılığı Sağlamak

seo-booster

Bu noktada önemli olan sitenize gelecek olan bağlantıların kalıcılığını sağlamanız gerekiyor bunu sağlamak içinde bazı site sahipleri ile arkadaşlıklar kurabilir karşılıklı link ekleyebilirsiniz. Hem doğal bir etki yaratır hemde etkileşimler artarak daha fazla kitleye ulaşmış olursunuz.

Ancak en önemli nokta içeriktir. İçeriğiniz doğru bilgileri içermeli ve asla ziyaretçiyi kandıracak görsel içerik ve yazılı materyal bulundurmamalıdır. Ne kadar çok kaliteli içeriğiniz olursa ziyaretçilerin sitenize uğrama sıklığı da bu oranda artacaktır.

Sosyal Medya Kullanımını Arttırın

Sosyal medyayı doğru ve düzgün bir şekilde kullanın hiçbir zaman sahte hesaplar ile takipçi veya arkadaş satın alımına gitmeyin. Etkileşimlerinizi doğal yollardan sağlamalısınız. Siz insanları kandırmaya çalışırsanız. Eninde olmasa bile sonunda zarar gören hep siz olursunuz.

Yazılı İçerik Devri Kapandı

g-rsel-optimizadyonu

Evet. Yazılı bir şekilde içerik devri bitti kullanıcıları sitenizde tutmak istiyorsanız. Video ve görseller kullanmak zorundasınız artık. Bu durum birazda milletimizin okuma alışkanlığının olmayışından kaynaklanıyor. Bilgileri hap şeklinde satıyor olsanız. “Dolandırıcı bu” gibi kelimeleri internet ortamında görmeden hemen önce ufak bir yat alabilirsiniz.

İnsanlar içerik aramak için artık Google’dan çok Youtube gibi bir çöplüğü kullanıyor. Aynı saçma içeriğin trilyon tane olduğu bir platformdan ve clickbait’lerin uçuştuğu bir yerden bahsediyoruz.

Tabi bu noktada Google’ın da suçu yüksek içerik olarak videoları daha önce çıkartıyor artık. Videoları geçebilirsiniz hedeflerinize göre lakin bu gibi uğraşlara gerek yok.

Video çekmeniz yeterli

Alt Yapınız Önemli

Sitenizi kurarken gidip blogger gibi yapılar kullanabilirsiniz. Yada github gibi geliştirici ortamlarını seçebilir, tamamen minimalist ve twitter tarafından desteklenen medium olabilir, tumblr gibi çöplükleride kullanabilirsiniz. Ancak unutmamalsınız siteniz büyüdüğünde ne yapacaksınız? Farklı içerikler ile kullanıcılarınıza ulaşmanız gerekirse peki? Bunların hepsini düşünerek hareket etmelisiniz.

Kullanmak isterseniz size bir kaç uygulama adıda verebilirim;

  • Ghost CMS
  • Wordpress
  • Joomla
  • Drupal

Asla Triplere Girmeyin

“Site açtım kimse girmiyor. Ben dükkanı kapatıp gideceğim.” git kardeşim bizene. Sen bu gibi düşünceler ile baştan kaybettin. Siteni açtın hemen sitene insanların gelmesini nasıl bekliyorsun? İçeriğin büyüdükçe, kaliteli bir ortama dönüştükçe zaten insanlar gelecektir. Lakin pes etmemelisiniz. Armut piş azıma düş hiçbir zaman neresi olursa olsun olmadı olmayacakta.

Yukarıdakileri sabırlı bir şekilde okuyup buraya kadar geldiyseniz. Tebrikler.

Ufak bir hatırlatma “Asıl SEO sitenizin kendisidir”

Lightning Network Nedir? Getirdiği Yenilikler Nelerdir?

Bu yazımda sizlere blockchain için geliştirilmiş bir proje olan Lightning Network den bahsedeceğim.

Lightning Network Nedir

Açık kaynak kodlu olarak ilerleyen projede C, Go ve Scada gibi dillerden yararlanılıyor. Bitcoindeki bir takım eksiklikleri kapatmak için birleşen yazılımcılar protokol üzerine yeni bir network oluşturuyor. Hızlı bir şekilde işlemler yapabilmek amacı ile ortaya çıktı.(Bitcoin CASH Gibi)

Aynı zamanda kullanıcılara bu işlemleri yaparken neredeyse olmayan işlem ücretleri de vadediyor.

Getirdiği Yenilikler

Proje merkezi olmayan blockchain yapısındaki bir takım eksiklikleri gidermek için ortaya çıktı. Anlık olarak yüksek işlem hacimlerini düzenli bir hale getirmeye yarıyor. Yapılan işlem yoğunluğu tek işlem olarak blockchain sistemine entegre ediliyor. Böylelikle hem alandan tasarruf ediliyor hem de yüksek işlem ücretleri ödemeye gerek kalmıyor.

Ayrıca projenin belki de en önemli özelliklerinden bir tanesi ödeme kanalı özelliğinin bulunmasıdır. Bu özellik kullanıcılara küçük miktarlardaki ödeme emirlerinin daha hızlı yapılması anlamına geliyor. Block içi zincirleme işlemi yapılmadığı için küçük miktarlardaki emirler otomatik olarak mili saniyeler içerisinde onaylanmış oluyor. Buradaki ilginç durum ise iki kişi arasında açılan kanalın devamlı duruyor olmasıdır. Kanal açılış ve kapanışların da ki bilgiler blockchain üzerine yazılır.

Lightning projesi aynı zamanda madencilerin üzerindeki yükleri de hafifletir. Bu gelişme sürekli transfer yapan kişiler üzerinde bir değişikliğe neden olacağını da unutmadan belirtelim. Geri kalanları için değişen bir durum olmayacak.

Projenin ana sıkıntılarından bir tanesine bahsetmek istiyorum. İşlemlerin şeffaflığını Lightning Network ortadan kaldırıyor. Ayrıca kapı oluşturulmak için adresleme kullanıldığı için direk olarak gizlilik ortadan kalkıyor ve kimin hangi işlemi yaptığı kabak gibi ortada duruyor.

Kişisel Yorumum

Bitcoin networkünde bilindiği gibi sisteme her yeni node eklendiğinde sistem yavaşlıyor.

Dağıtık sistem mantığına tamamen ters olan bu durumu ise geliştiriciler çözebilmek için block boyutunun arttırılmasını öneriyor. Lightning Network bahsedilen bu sorunlara tek başına çözüm olabilecek bir proje değil. Sadece teknik üstünlük sağlayan Bitcoin CASH’in tahtını biraz olsun sallayabilecek bir projeden öteye geçemeyecek gibi duruyor.

Uykusuzluğumuza Çözüm Bulmalıyız

Uykusuzluk ile mücadele edişim ilk olarak 2011 yılında bilişim sektörüne adımımı atmam ile başladı.

O günlerde bu kadar fazla uyku sorunu çekmezken artık uyuyabilmek için yapmadığım şey kalmadı. Bu uykusuzluğu muzun nedeni sektörün bize getirdiği stres hal böyle olunca da uyumak için çabalıyoruz.

Yatağa yatıyorum. Uyumak için çabalıyorum. 30 DK sonra kendimi uyanık bir şekilde tavana bakarken buluyorum. Uyumam gerekiyor uyumazsam ertesi günümün çok kötü geçeceğini insanlara yardımcı olurken sinir katsayımın artacağını biliyorum.

Buna bir çözüm getirmek için ilk başlarda bünyem ne kadar uyanık kalabiliyorsa kalıp sonra düzene sokmaya çalıştım. Yani zorlayıp uyumak istedim ancak baktım 3. gündeyim silkelenip kendime gelmem gerektiğini de biliyordum.

Araştırma yapmaya başladım bu düzenin yediğim yemekler ve içtiklerim ile alakalı olduğunu anlamam zor olmadı. Zaten çok kahve tüketen birisi olarak ilk önce onu kesmem gerekiyordu.

Bundan sonra aşağıdakileri yapıyor olacaktım. Araştırmalarım neticesinde şöyle bir durum ortaya çıktı

Yapacaklarımız

  • Düzenli egzersiz yapmaya çalışın.
  • Kafein ve alkol tüketimini sınırlayın.
  • Gece geç saatlerde yemek yemeyin.
  • Kestirmeyin.
  • Yatmadan bir yarım saat önce su tüketmeyin.
  • Yatağınızın bulunduğu yerin serin ve karanlık olduğundan emin olun.

Bu saydıklarımı yapmaya başlamam gerekiyordu. Egzersiz yapmadan yukarıdaki listeye uymaya başladım. Ancak burada uyacağımız altın kural zorlamadan yapacak olmamız. Kendi gidişatına bırakacağız. Zaman her şeyin ilacıdır diye boşa söylenmiyor.

Yatağa yatacağınız zaman “ya yatmadan önce şunu da yapayım öyle yatarım” dediğiniz bir durum olmasın. Uykunuz geldiği anda uyumaya çalışın.

Yatağa yattınız ve 20 DK kadar bir süre uyuyamadınız mı, zorlamayın çıkın dışarı biraz dolaşın. Dışarıda gezerken size sokak hayvanları da eşlik edecektir. Korkmayın.

Sabah erken kalktığınızda dışarı çıkın biraz yürüyüş yapın. Kahvaltılık bir kaç malzeme almak için bile dışarı çıksanız daha sonradan akşam uyumanız için yardımcı olacak.

Ayrıca mümkünse yaptığınız işleri hiçbir zaman ertelemeyin. Günü gününe yapın. Hatta o günü sıkıştırıp her şeyi doldurun.

Uykusuzluğa, stres, seyahat, çevresel değişiklikler ve hatta arkadaş ortamı gibi etki eden pek çok durum bulunuyor.

Tespit edip sorunu çözmeye bakın, gene sorunu çözemezseniz profesyonel bir destek almak için doktorunuzu ziyaret edebilirsiniz.

Tam Disk Şifrelemesi Nedir?

Disk şifreleme, bilgiyi yetkisiz kişilerce kolaylıkla deşifre edilemeyen okunamayan bir koda dönüştürerek koruyan bir teknolojidir.

Disk şifreleme, bir disk veya disk birimi üzerinde geçen her bir biti şifrelemek için disk şifreleme yazılımı veya donanımı kullanır. Veri saklama alanına yetkisiz erişimi önlemek için oldukça güzel bir yöntemdir.

İfadeler tam disk şifreleme (FDE) veya bütün diskin şifrelenmesi, disk üzerindeki her şeyin şifrelendiğini ancak işletim sistemi boot loader denilen ve sistemi başlatan kodla başlatılabilir bir diskin ana önyükleme kaydı (MBR) veya benzer bir alanı şifrelenmediğini belirtir.

tam-sifreleme-disk-gorsel

Bazı donanım tabanlı tam disk şifreleme sistemleri gerçekten MBR de dahil olmak üzere bütün diski şifreleyebilir. Ayrıca pek çok yazılım verilerin yüklendiğinde veya kaydedildiğinde otomatik olarak şifrelendiği veya şifrelerinin çözüldüğü yapıda çalışırlar.

Günümüzde kurumsal yapıda kullanılan pek çok FDE yazılımı ve cihazı maksimum veri koruma işlemini sağlamak için çok faktörlü doğrulama ile önyükleme öncesi kimlik doğrulama, kullanıcı kimliği sağlarken aynı zamanda da şifreleme ile veri hırsızlığına karşı koruma sağlamaktadır.

full-disk-encryption-gorsel2

İşletim sistemi sağlayıcıları bu onuda çalışmalar yaparak pek çok ürün ortaya çıkartmışlardır. Windowsda Bitlocker, macOSda FileVault ve Linux sistemlerin pek çoğunda gördüğümüz LUKS tüm diskin şifrelenmesi aşamalarında bizlere oldukça güzel bir şekilde yardımcı olmaktadır.

Windows tarafında kullanılan Bitlocker’da açıklar olduğu bilinmekte ve güvenilirliği günümüzde sıkça tartışılmaktadır.

Aynı zamanda günümüzde uygulama tabanlı ve sanal disk oluşturarak çözüm sunan uygulamalarda bulunmaktadır. Oluşturdukları disk bölümünde güvenli alanlar oluşturabilirler. Bu iş için VeraCrypt kullanılabilir.

Avantajları;

  • Başlangıçta bilgisayarın kilidini açtıktan sonra son kullanıcının özel dikkat göstermesi gerekmemesidir.
  • Veriler yazıldıkça otomatik olarak şifrelenir.
  • Okunduğunda, otomatik olarak şifresiz çözülür.
  • Verileriniz güvenli bir şekilde saklanır

Dezavantajları;

  • İşletim sistemi de dahil olmak üzere sabit sürücüdeki her şey şifrelendiğinden dolayı özellikle veriye ağır erişildiğinden tepki süreleri artabilir.
  • Şifreleme ve şifre çözme işlemleri anlık yapıldığından dolayı CPU kullanımında artış gözlenebilir.
  • Sistemde sorun olması durumunda kişisel dosyalarınıza erişemeyebilir siniz.

Şifrelemenin önermini şu videodan daha iyi anlayabilirsiniz.

Haydi Evimizdeki İnterneti Koruyalım

WannaCry ve Ransomware saldırıları günümüzde oldukça arttığının farkındasınızızdır diye düşünüyorum. Özellikle bu gibi saldırılardan korunmak ve local ağınızda güvenliği sağlamanız için bir takım aşamaları yapmanız gerekiyor. Cümleye çok ilginç başladığımın farkındayım. Ev ortamında kurumsal ortammış gibi davranıp Firewall mı ayarlayalım modemdeki neyinize yetmiyor diyenlerinizi de görüyorum.

Ancak devir değişti sizin işiniz modemlerdeki güvenlik çözümlerine kaldıysa zaten işiniz oldukça zor demektir.

İlk olarak modem tarafında yapmanız gereken güvenlik önlemlerinden kabaca bahsedeyim.

  • Modeminizde ön tanımlı olarak kullanılan kullanıcı bilgilerini kesinlikle değiştirin
  • Modemin hali hazırda var olan wifi özelliğini ve WPS özelliğini devre dışı bırakın.
  • ISP lerin modeminize girecek ayar varsa etkisiz hale getirin.
  • Kablosuz internet için gerekiyorsa kaliteli ve devamlı güncelleme alan bir AP seçin.
  • Modeminizi köprü modunda kullanın ve gerçek ip almasını sağlayın

Şimdi yukarıdaki yapılacak olanların ilk 4 tanesi normal kullanıcılar için kısmi olarak yeterlidir. Sonda yazmış olduğum ise araya güvenlik duvarı atacağımız için gerekecek. Zorunlu değil Router durumunda da kullanabilirsiniz. Bu durumda güvenlik duvarındaki ayarı bu şekilde yapmanız önerilir. Bende sabit ip olduğu için modeminde köprü modun da kalmasını ve gerçek ip yi vermesini istiyorum. NAT yaparak da dışarı açabiliriz.

Şimdi yukarıdaki işlemleri gerçekleştireceğimiz ve Firewall olarak kullanılacak sistemin özelliklerine

Parçaların Listesi

  • Intel Kaby Lake Core i7 7700K 4.2GHz 8MB Cache LGA 1151
  • Asus Z170-DELUXE Intel Z170 3733MHz O.C DDR4 ATX
  • Kingston DDR4 2666MHz 32GB(4×8) HyperX Fury Black Ram (HX426C15FBK4/32)
  • MSI GAMING X Nvidia GeForce GTX 1080 Ti 11GB 352Bit GDDR5X (DX12) PCI-E 3.0
  • Seagate Barracuda 4 TB 5900 RPM 64 MB Cache 3,5″ SATA III (3 Adet)
  • Kingston HyperX Fury 120GB 500-500MB/s SSD (SHFS37A/120G)
  • SilverStone Tundra Serisi TD02-LITE Intel 775/115X/1366/ (SST-TD02LITE)
  • Seasonic 860W 80+ Platinum ATX Güç Kaynağı (SEA-P860)
  • Corsair Carbide 400C ATX

Kasa ve UPS seçimi size kalmış ancak ben elektrik gidince sıkıntı çekmemek amacı ile vakti zamanında 1 adet Eaton 9E10Ki (10KVA) OnLine UPS almıştım. Aklınızda böyle bir UPS olabilir.

Ayrıca direk olarak kullandığım gigabit switchim ise Linksys SE2800 8-PORT Gigabit Ethernet Switch piyasada şuan için en mantıklı olarak bunu bulduğum için kullanmaktayım.

PoE’li güzel bir switch bulunmamasından dolayı PoE enjektör kullanıyorum.

Ben bu parçaları yaklaşık 6 aylık bir sürek içerisinde toparladım. Parçaların %60 lik bir bölümü yurtdışından tedarik edildi. Ekran kartı hariç (500TL) hiçbirisine gümrük ücretide ödemedim. Ayrıca Diskler,Su Soğutma, Kasa ve Güç kaynağı gibi bileşenler zaten elimde var olan bileşenler bunuda göz önünde tutalım.

Toplamış olduğum bu sistem içerisine ilk olarak VMware vSphere Hypervisor (ESXi) 6 kurulumunu gerçekleştirdim.

Sanal ortamda firewall kulllanacağım çünkü koca makinayı ona ayırmaya gerek yok ileri zamanda ram arttırımına gideceğim içinde 4 adet 8 Gb lik tercih ettim. Anakartdada çift ethernet olması gerektiği için Asusda bulunan Delux modeli tercih etmem gerekti. Özel sunucu boardı almak yerine hem iş istasyonu hemde güncel bir kasa işimizi görecektir.

Sanallaştırma ile 4 gb ram, 2 Core ve 300GB disk alanı ile Firewall için alanımı ayırdım. Burada dikkatinizi çekmem gerekiyor. Open Source olarak kullanılan herhangi bir firewall çözümü tercih etmedim bunun en büyük nedeni open source olarak gerçekleşen projelerin bu konuda yeterli olmaması

URL filtering konusunda paralı çözümlerin sunduğu imkanlar ile Open Source sistemlerin sundukları bir değil hatta sunmuyorlar bile özel ücretli abonelikler almak gerekiyor onlarda ne kadar güncel olduğu belirsiz.

Ben kuracağım sistemi direk olarak Fortigate Virtual tercih ettim. Evde kullanılan cihaz sayısı ve internet hızına göre oldukça üstün bir güvenlik duvarı.

Paralı bir güvenlik duvarı çözümünün nasıl yapıldığını yapmak istemiyorum. Uygulamayı şuan için Trial modda kullanıyorum. Yedek alıp Şuan için 15 günde bir sıfırdan kuruyorum. Hem testlerimi yapıyorum hemde local internetde güvenliği sağlamış oluyorum.

Yukarıda bahsini etmiş olduğum sistem. Evimde test ortamı oluşturmak için yapmış olduğum bir sistem ve kendimi geliştirmek adına kullanıyorum. Kullandığım Aktif UPS evdeki toplamda 6 cihaza elektrik gittiğinde güç veren ve sadece yarım saat dayanan bir UPS seçeceğiniz parçalar kendi ihtiyaçlarınıza ve bütçenize göre olmasına özen gösterin.

MaryTTS Deneyimlerim 3

En son MaryTTS için Türkçe lexicon wordlisti hazırlamıştım. Üzerinden bayağı zaman geçtiği halde cevap gelmemesi ve bu arada başka işlerim olması nedeniyle bu ara MaryTTS projesiyle fazla ilgilenemedim. Fakat 1 hafta önce, gönderdiğim yama kabul edilmiş ve MaryTTS Deneyimlerim 1 yazımda bahsettiğim hata kaydı kapatılmış ^_^

Bunun üzerine şapkalı harfler (circumflexes) üzerinde yoğunlaşmaya karar verdim. Çünkü şuanki allophones.tr.xml dosyası şapkalı harflere izin vermiyor. Bu konuda yoğunlaşmak istememin sebebiyse şapkalı a harfinin (â) Türkçede kritik bir rol oynaması. Modern yazı dilinde â harfini fazla kullanmasak da konuşma dilinde farklı anlamlardaki benzer sözcükleri birbirinden ayırmak için hâlâ kullanıyoruz –farkettiyseniz hala kullanmıyoruz; hâlâ kullanıyoruz 😀 –. Günlük hayatımızda bu kurala uyan hâlâ,kâr, âdet, vb. sözcükleri sıkça kullandığımızdan bu kelimelerin doğru okunması önemli.

Fonetik Meseleler

MaryTTS Türkçe lexicon[1] dosyaları için SAMPA formatını kullanıyor. Bu formata göre uzatma işareti olarak /:/ kullanılması gerekiyor. Örneğin â harfinin Sampa’ya göre fonetik[2] gösterimi /a:/ dır. [Kaynak]

Fakat düzeltme harfi (şapka) harfin sadece uzun söylenmesini değil tonunun da normalden daha ince olmasını sağlıyor. Proje yöneticisi @psibre nin söylediklerine göre bu Suprasegmental Seviyede (Türkçe karşılığını bulamadım, ama vurgu,uzunluk ve ton ile alakalı bir şeymiş.) modelleniyormuş. Ama ince tonla bağlantılı bir allophone[3] prozodi[4] modelini de geliştirirmiş. En yakın zamanda yeni bir Türkçe dil dosyası yapıp sonuçları aktaracağım.


Terimler:

1 Lexicon: Sözlük, kelime listesi

2 Fonetik alfabe(Phonetic transcription): Bir dildeki seslerin görsel olarak gösterimi.

3 Allophone: Farklı dillerde bir sesin (phoneme) farklı telaffuzlarıdır.

4 Prozodi(Prosody): Seslerin tanımlanması ve bu seslerin, sözcük hecelerindeki kullanımı.

Furkan KALKAN Tarafından yazılmıştır.

MaryTTS Deneyimlerim 1

Çok uzun sayılmaz ama bir süredir MaryTTS’nin Türkçe desteğini iyileştirmeye çalışıyorum. Henüz ortada elle tutulur, gözle görülür bir şey olmasa da bu projeyle ilgili Türkçe doküman olmadığı ve İngilizce dokümanlarının da biraz üstü kapalı bir şekilde anlatıldığı için deneyimlerimi bu blog üzerinden paylaşmayı düşünüyorum.

Neden MaryTTS ?

MaryTTS ile lisedeyken görme engelliler için basit betikler yazarken, GNU/Linux ortamında çoğunlukla kullanılan espeak‘in çok anlaşılır bir Türkçe desteği sunmadığını farketmem ve bunun üzerine daha farklı motorları araştırmam üzerine tanıştım. Daha önce adını duymadığım bir proje olmasına rağmen espeak’ten çok daha anlaşılır bir şekilde Türkçe konuştuğu için ilgimi çekmişti. Fakat Server/Client şeklinde kullanılması amacım bakımından uygun olmadığından yoluma espeak ile devam ettim.

Mary, Bana Şiir oku 🙂

Dilimizde olan fakat resmi olarak alfabemizde olmayan bazı fonetik sesler
(şapkalı harfler/circumflexes) henüz Mary tarafından tanınmasa da doğru noktalama işaretleri kullanıldığı sürece düzgün bir şekilde şiir bile okuyabildiğine tanık oldum.

İlk commit faciası

Geçenlerde MaryTTS’de gelişme var mı diye kontrol ederken bazı kelimeleri düzgün okuyamadığı farkederek lexicon dizinindeki tr.txt dosyasını gördüğüm öreneklere göre düzenleyip Github deposuna ilk pull requestimi attım fakat atmaz olaydım 😀

Dosyanın yapısı yaklaşık şu şekilde:

ve 've functional
da '-da functional
de '-de functional
olarak o-la-'rak
bu 'bu functional
ile I-'le functional
Bu 'bu functional
olan o-'lan functional
için I-'tSIn functional
...

Ben de haliyle cahil cesaretiyle eklediğim bütün kelimelerin sonuna functional takısı koydum fakat yaklaşık 2 saat sonra adam bug bildiriminde bulunmuş lexicon dosyasındaki bütün eklenen kelimeler functional takısını içeriyor diye.

Arkadaşlar siz siz olun ciddi bir projeye katkıda bulunmadan önce hemen atlamak yerine lütfen ne yaptığınızı biraz olsun araştırın.

Neyse, biraz araştırmadan sonra fuctional ın anlamını öğrendim. Şuraya göre edatlar, zamirler, yardımcı fiiller ve bağlaçları bu grup içerisinde değerlendirmemiz gerekiyormuş. İsim, sıfat, zarf vb içinse burayı boş bırakıyoruz.

Hatta bu dosyayı elle tek tek düzenlemek yerine Builder paketi içindeki şöyle bir uygulama kullanabilirsiniz. Bu uygulama tr.txt dosyasını aynı dizindeki allophones.xml içerisindeki fonetik tanımlamalara göre doldurur.

Furkan KALKAN Tarafından yazılmıştır.

Whatsapp Kurtulup Telegram Kullanmalıyız

Telegram ile tanıştığım günü hatırlıyorum oldukça hoş bir gündü özelliklerini fark ettiğim zaman dedim "birader bu tam benlik ötesi yok" arkadaşlarıma da kurmalarını önerdim bayan arkadaşlar hariç baya bir çoğunluğa kurdurtabildiğim çok iyi oldu mobil internetin ve akıllı telefonların oldukça arttığı günümüzde gizliliğimiz oldukça önem taşıyordu aslında tüm bu tatava bunun içindi birazda kafa dinlemek istiyordum " kardeş whatsapp kullanıyormusun" diyenlere ağız tadıyla "hayır" diyebilmek istedim birazcıkda.

whatsappcop

İlk olarak bir teknoloji mağazasına gittiniz ve bir adet akıllı telefon satın aldınız eve geldiğinizde ise telefona direk olarak çoğu vatandaş gibi Instagram,Twitter,Facebook,Whatsapp kurup köşenize çekildiniz.Normal gelebilir ancak durum biraz farklı siz whatsapp kullanırken özel hayatınız hakkında konuştunuz,resimler attınız hatta video bile gönderdiniz peki şimdi ne değişti diyeceğinizi duyar gibiyim.Aslında çok şey değişti ilk olarak whatsapp uygulamasını facebook satın aldı "ne oldu bunda birader para var ki alıyor" öncelikle öyle düşünme Facebook kişisel bilgileri devlet-hükümet yetkililerine ve firmalara satmayı çok sever.Bir whatsapp kullanıcısı isen seninde bu konuda endişelenmen lazım ama normal bir birey için bu durum haliyle normal kalıyor ve endişelenmiyor dimdirek devam ediyor. Whatsapp popüler diye kullanmak zorunda değilsiniz bunuda belirteyim.Öncelikle bunu bir anlayın whatsappdan kurtulmanızı şiddetle öneririm.

Peki ben niye whatsapp yerine telegram kurmanızı tavsiye ediyorum ? Öncelikle Telegram arayüz ve tasarım olarak whatsapp uygulamasını ezer yer bitirir.

  1. Whatsapp Sadece telefonda çalışır sizi telefona mahküm eder onun dışına çıkamazsınız bağlantıyı kesemezsiniz telefon açık olmadan web uygulamasını kullanamazsınız ki bu en nefret edilen özelliklerden bir tanesidir. Ancak iş telegrama gelince Cloud yapısı sayesinde takılmadan her platformda yer yerde kullanabilirsiniz. Tarayıcıyı aç tarayıcıda kullan telefonu aç telefonda kullan bilgisayarına yükle istediğin gibi yazış kısıtlama yok üstelik tüm mesajlarınız diğer bütün cihazlar ile otomatik senkronize olmaktadır. Kısacası Telefon,Tablet,PC(Linux,MacOS,Windows)

telegramplatformgorsel

  1. Telegramda GSM gelen bir aktivasyon kodu ile çalışmaya başlar ama sizi buna mahküm etmez Twitter gibi kullanıcı adınızı girersiniz ve istediğiniz kişiyle yazışmaya başlarsınız hemde telefon numaranızı vermeden.
  2. Whatsapp uygulamasında kriptolu yazışma özelliği yoktur.hatta normal yazışmalarıda açıkdan yolladığı için geçtiğimiz yıllarda büyük sıkıntılara yol açtıysada whatsapp daha sonra yarı şifreli hale getirmişlerdir ancak tam olarak hiçbir şekilde güvenli değildir oysa telegram uçtan uca şifreli bağlantıları kullanır böylelikle konuştuklarınızı sizden başka kimseler bilemez.

telegramprotokolgorsel

  1. Whatsapp kapalı bir yazılım olduğunu biliyorsunuzdur. Ama Telegram tam tersi açık kaynak kodlu bir yazılımdır istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz yada projeye katkıda bulunabilirsiniz.Kodları kendinize göre değiştirebildiğiniz gibi APİ desteği sayesindede geliştiricilere kendi uygulamalarını telegrama uyarlama imkanı sunar.
  2. Whatsappda adam akıllı dosya gönderemezsiniz yok illa şu olacak illa bu olacak bunu kabul etmem bu olacak der Telegramda böyle birşey söz konusu değildir istediğiniz dosya uzantısını istediğiniz kişiye saniyeler içerisinde gönderebilirsiniz.
  3. Whatsapp de dosya boyutu maximum 50-100MB olması gerekmektedir yoksa gönderemezsiniz bunlara videolarda dahil ancak telegramda dosya gönderme sınırlandırılmamıştır.Dosya başına ise boyut 1.5GB olarak ayarlanmıştır isterseniz arkadaşınıza film bile gönderebilirsiniz.Sunuculara aktarıldığı için karşı tarafa hızlı bir şekilde gönderilecektir.
  4. Whatsapp de kendi kendine silinen mesaj özelliği yoktur.Telegramda ise istediğiniz dakika yada gün silinmesini sağlayabilirsiniz.Misal bulunduğunuz günden 2 gün sonra tüm konuşmayı ve medyayı sil diyebilirsiniz.Böylelikle o konuşmaya dahil olan hiçbir kanıt telefonunuzda ve telegramınızda kalmaz
  5. Whatsapp grup konuşmalarında maximum 100 kişiye izin verirken telegramda bu sınır 200 olarak belirlenmiştir.
  6. Whatsapp kimi zaman ücret diye yanıp tutuşurken Telegram tamamen ücretsizdir ve reklamsızdır.

telegramguvenlimi

"Whatsapp güvenli Telegramın güvenli olduğunu nereden bilicem yok whatsapp şudur budur" demeyin polemiğe asla girmeyeceğim.Merak eden arkadaşlar yukarıdaki yazıyı okuyabilirler henüz telegramın protokolünü kırmayı başaran bir kişi de çıkmamıştır. Telegramı kullanmadan kesinlikle uygulamayı kötülemeyin whatsappden hızlı olmasıda ayrı bir konudur.Kendisini geliştiremeyen eski uygulamaları bırakmamız gerekirken bu kadar popüler olması bence hoş birşey değil.

Unutmayın sanal ortamda tamamen gizli kalacak birşey yoktur.Sadece potansiyel tehlikelerden ve dinlemelere karşı kendinizi savunabilirsiniz.Gerisini Allaha havale etmeniz gerekecek.Ancak en iyisi yapılana kadar en iyisi telegramdır ve bu istikrarlılığını devam ettirecektir.

"Uygulama ingiliççe ben ingiliççe bilmiyorum ne yapacaz bülent başkan" diyen arkadaşlarımıda duyuyorum.Uygulamanın çevirisi sayemizde %90 oranında bitti telegram ekibinin onaylanması ilede %100 olduğu zaman direk olarak türkçe dil desteği gelecek.Kullanıcılar sıkıntı çekmesin diyede Whatsapp‘a yakın bir arayüz kullanılması kullanıcıları zorlamayacağını tekrardan belirteyim.

AngularJS vs ReactJS İnceleme

Geçtiğimiz günlerde araştırma yaparken dikkatimi çeken ilginç bir infografik gözüme ilişti 1 projemde kullanmış olduğum AngularJS nin Facebook ve instagram tarafından geliştirilen ReactJS den yavaş olduğunu fark ettim tabi ReactJS hiç kullanmadım ancak sizlerle bu grafiği paylaşmak istedim.Bu grafiğe bakarak ReactJS nin angulara göre ne kadar üstün olduğunu göreceksiniz

Hız,kullanılan yapı,öğrenilebilirlik gibi kriterler göz önüne alındığında projenizde ikisinden birini kullanabilirsiniz.İşte araştırmalarda ortaya çıkan sonuçlar;

angularjsvereactjsgrafikgorsel1